Lifestyle

Chapter #1: Ocak

Blogumda her ay düzenli yayınlayacağım bir seri başlatıyorum: Chapters! Bu postlar her ayın kısa özeti gibi olacak; neler yaptım, neler düşündüm, o ay kullanmayı sevdiğim ürünleri, izlediğim dizileri gibi anlatmak istediğim her şeyi anlatacağım. Eskiden ‘favoriler’ olarak yayınladığım yazılar gibi bir nevi. Instagram bu tarz şeyler için biraz zayıf kalıyor, bu seri sayesinde hem hayatımı ve beni meşgul eden şeyleri ay ay takip edebileceksiniz, hem de beni ve sevdiğim şeyleri biraz daha yakından tanıma fırsatı bulacaksınız. Keyifli okumalar dilerim! 🙂


Neler oldu?
Yeni yıl, yeni heyecanlar derken, yılın ilk ayını neredeyse bitirdik. Benim için her yıl Ocak ayı arınma ayıdır. Bembeyaz bir sayfa açmak gibi, temiz, umut dolu, heyecanlı bir süreç. Kendime koyduğum yeni yıl hedeflerinin temellerini atmaya başlarım bu günlerde. Ancak bu yıl, Ocak ayı benim için geçtiğimiz senelerden daha farklı oldu. 13 Ocak’ta ameliyat oldum. Detaylarından daha sonra ayrı bir postta bahsederim, ama Ocak ayının ilk yarısı, ameliyat heyecanı ve endişesiyle geçti. İkinci yarısı da evde istirahatte geçiyor. Kendimi çok fazla zorlamamam gerekiyor, bu yüzden bol bol Netflix karşısında vakit geçirdim bu günlerde, ya da evden çıkıp Boğaz’da kısa yürüyüşler yaptım. Anlayacağınız çok aktivitem olmadı, ama kendimle fazlaca vakit geçirdiğim, kendi içime döndüğüm, düşündüğüm ve dinlendiğim mental bir süreç oldu ve bana çok iyi geldi. 🙂

Düşündüm:
Birini tanıdığımızı iddia etmenin ucu çok açık. Kendimizi tanıyor muyuz ki, başkasını tanıdığımızı iddia edecek kadar? Örneğin ben istediğim şeyler konusunda oldukça değişken bir insanım. Asla bir fikirde sabit değilim, her şeye açık olduğum için çok çabuk kararımı değiştirebiliyorum. Bu beni kararsız bir insan mı yapar? Uzun süredir dengesiz bir insan olduğumu düşünüyordum bu yüzden. Aslında değilmişim. Ben, neleri istemediğimi çok net biliyorum. Bence ne istemediğini bilmek, ne istediğini bilmekten daha önemli karakter açısından. Bu ay da ‘Gerçekten ben ne istemiyorum?’ diye düşünürken buldum kendimi sık sık. Kafamda bunları oturtunca, aldığım bazı kararların ne kadar doğru olduğunu, bazı konularda da yeni kararlar almam gerektiğini fark ettim.

Başa dönüyorum; birini tanımak – yıllar da geçse, kimseyi olduğu gibi tanımıyoruz. Ben bunun nedenini çok düşündüm, neden yanıldığımızı, neden hayal kırıklığına uğradığımızı. Aslında çok basit; kişisel yorumumuz. Bakış açımız. Karşınızdakinin size oyun oynamasına gerek yok, olduğu gibi davranıyordur, bir şey yapıyordur veya söylüyordur, ama bütün bunlar bizim yorumumuzla bütünlük buluyor. Ya konduramıyoruz bazı şeyleri ve görmezden geliyoruz, ya da gözümüzde fazla büyütüyoruz. Özellikle bizim toplumumuzun büyük problemi bu aslında, her şeyin içinde bir şey aramak. En ufak şeyi, kendimize yapılmış bir haksızlık, bir saygısızlık olarak algılamak, şahsımıza yönelik yapılmış gibi görmek. Kendimizi fazla mı büyütüyoruz acaba? Herkes kendi yaptığından sorumludur, yıllardır tanıdığınızı düşündüğünüz birinin sizin konduramadığınız bir şey yapmış olması, size haksızlık sayılmaz. Sizin onun kişiliğiyle ilgili yorumunuzla ters düşmüştür sadece. Hayatınızda neyi istemediğinizi bildiğiniz sürece, yapmanız gerekeni biliyorsunuz zaten.

Dinledim:
Kişiliğinizin bir jeneriği olsa, bu hangi şarkı olurdu? Hiç düşündünüz mü? Bir şarkıyı ilk dinlediğinizde kendinize rastlamış gibi hissettiniz mi daha önce? Benim öyle bir parçam var, gerçekten bir ‘parçam’ haline gelen. Önemli kararlar alırken, kendi içime dönmek istediğimde, benim için önemli olan bir şeye başlarken, ilhama ihtiyacım olduğunda, aslında her özel anımda tekrar tekrar dinlediğim ve şarkıya daha fazla düşüncelerimi ve ruhumu akıttığım bir şarkı bu. Benim en değerli şeylerimden biri. Son zamanda da çok sık dinleme ihtiyacı hissettim. Aslında burada paylaşıp paylaşmamayı çok düşündüm, ama burası da benim zaten. O yüzden paylaşacağım; 10 dakikalık versiyonuyla, Michael Kiwanuka – Cold Little Heart. 10 dakikalığına benim iç dünyamı hissedin. Bu Eylem.

İzledim:
• Atiye | Çok iyiydi!
• You (2. Sezon) | İlk sezon daha iyiydi, ama izlenir.
• Ares | Ben ne izledim? 👀
• Babil | İlk bölümü oldukça umut vaat ediyor, izlerim!
• Don’t F**k With Cats | Aşşşırı ilginç bir belgesel!

Evde değişiklik!

Geçenlerde annemle gezerken Yargıcı‘da gözüme bir kilim çarptı. İlk görüşte aşk gibi bir şeydi, hemen aldık eve getirdik. Salonumda normalde gri bir halı vardı, onun yerine bu bohem kilimi serdim. Odaya bambaşka bir hava kattı, inanılmaz cool oldu! Bu ara kilimimle aşk yaşıyorum adeta.

Ayın kokusu…

Benim her zaman kullandığım tek bir parfüm vardır yıllardır, sürekli onu bitirir, onu alırım. İmza kokum oldu o artık. Ve o parfümü kullanan bir başkasına da rastlamadım, o yüzden herkesten sır gibi saklıyorum (koku benim için önemli mesele 😛 ).

Geçtiğimiz haftalarda Lancôme‘un yeni parfümü Idôle‘un lansmanına davetliydim ve bu kokuyu deneme fırsatım oldu. Tertemiz bir koku bu, parfüm değiştirmeyen biri olarak ben bile çok sevdim ve bu ay sık sık kullandım.

Chapters!
Yeni yıl demek, yeni ajanda demek. Ben geçtiğimiz yıl da Chapters’ın ajandasını kullanmıştım. Bu sene de kendileri bana sürpriz yapıp Agenda 2020’yi göndermişler, çok mutlu oldum! Bu ajandaların özelliği kapağının alt kısmında isminizin baş harflerinin bulunması. Böylece çok kişisel. Ben ajandayı günlük gibi de kullanıyorum, benim için önemli olayları yazıyorum içine. Arşiv gibi oluyor. 🙂


Dudaklarıma yoğun bakım…
Havalar soğuk, ameliyat, narkoz falan derken dudaklarım çatır çatır çatladı. Hal böyle olunca benim gizli silahım Elizabeth Arden 8 Hour Lip Protectant yine imdadıma koştu ve dudaklarımı hemen toparladı. Bende bu balmın tüplü hali de var ve asla evden eksik etmem. Çatlayan dudaklara veya ciltte herhangi bir kuruluğa birebir resmen. Çok çok hızlı toparlıyor ve nemlendiriyor. Aynı zamanda parlaklık da veriyor gloss sürmüş gibi. Tek bir bakım ürünü seç deseler tercihim kesinlikle bu krem olur. Mutlaka evde 1 tane bulundurun, ama tüplüsünü alın. Ürünü burada bulabilirsiniz. 🙂

Şimdilik bu kadar! Umarım bu serinin ilk yazısını beğenmişsinizdir.
Sizin Ocak ayınız nasıl geçiyor? Yorumlarda benimle paylaşın. 🙂

Eyl.

Share with friends:

(4) Yorumlar

  1. “Dinledim” kısmını okurken hiç düşünmeden ‘benim için cold little heart’ dedim ve seninde aynısını yazdığını görünce 2 dakika bir şok yaşadım. Bu bir işaret mi acaba, ne hoş bir tesadüf. Şimdi seni daha iyi anlıyorum 🙂
    Senelerdir seni takip eden bir takipçin olarak yeniden yorum yapmak istedim. Çok güzel bir yazı olmuş!

    1. Merhaba sevgili Sena,
      yorumun beni çok mutlu etti. Şarkılarda rastlaşmak hoş bir tesadüf! 🤍
      Sevgiler!

  2. Böyle serilere bayılıyorum! Yine çok keyif alarak okudum ve çok geçmiş olsun Eylem, en kısa sürede sağlığına kavuşmanı dilerim. Çok sevgiler 🙂

  3. Merhaba takip ettiğiniz ve tavsiye ettiğiniz yerli yada yabancı youtuber,blogger yada influencerlar varmı?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir